Okunma sayısı: 3017 |
Aslen Erzurumlu olmakla beraber Kütahya'da doğdum (1978). İlköğretim ve İmam Hatip Lisesini burada okudum. Dumlupınar Üniversitesi Seramik Mühendisliğinden mezun olduktan sonra Açık Öğretim Fakültesinin Türk Dili Ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Hâlen kamuda çalışmaktayım.
Kendi çapımda yazdığım deneme, hikâye ve şiir dallarında bazı yarışmalarda dereceler aldım. Kashina Yayınevi tarafından Türkiye genelinde düzenlediği "Yazar mısın?" yazarlık yarışmasında deneme dalında "Lâlezârdır Gönlüm" isimli kitabım birinci seçildi.
Şimdilik hikâye üzerinde çalışmalarımı sürdürmek istiyorum.
Okumak öyle bir tutku ki, çocukluk zamanlarında yüreğinin bir köşesine düşmeye görsün bir ömür boyu istesen de istemesen de çıkmaz içinizden. Kitap denildi mi kalbiniz titrer, kalem denildi mi elleriniz. Okumak ve yazmak isimli iki kanatla âlemlerde uçar durursunuz. Bir süre sonra içinizin ğlkelerinde dinlenmeye durursunuz. İşte o zaman içinizde biriken denizler kalemin çizdiği bir mecrâ buluverir kendisine. Ne olursa işte o anda olur önce siz kelimelerin peşinden koşturursunuz; sonra da kelimeler sizin peşinizden. Bu koşuşturma siz dünyadan göçene kadar sürüp gider. Mecrâsını hayırdan yana, Hak'tan yana bulana ne mutlu.
Yazmaya bağlanan bir kalp sahibi olmak hiç şüphesiz alın yazısıdır. Okuma istidatı da öyle. Bu öyle bir aşk hâlidir ki, gözlerin ışığı sönse bile Cemil Meriç gibi gönlün ışığı ile yine de insana buldurur satırları.
Her yazdığın kelimenin tıpkı söylenen sözler gibi vebâlinin olduğunu unutmadan, kelâmını iyiden güzelden yana kullananlardan olmak bana da nasip olur inşallah.
ŞEHİT ÇOCUKLAR CENNETE KANATLANDI | |
Dün gece… Kurşun gibi yüreklerimizi deldi iki hece Gazze… Gökyüzü ateşten yandı boydan boya, yeryüzü soğuktan yandı uçtan uca… Anneler ağladı melekler ağladı. Her çocuğun adıyla bir yıldız kaydı. Ölüm kokan dumanlar arşa yükseldi çocuk seslerine karışarak. Annelerin acılı feryatları arşı aştı. Bin can bin melekle cennete Devamı... | |
Kategori: Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar | 18-10-23 |
ANLADIM Kİ... | |
İnsanın en yalnız halinin Allah'a en yakın an olduğunu öğrendiğimde anladım ki, yalnızlık kimsesizlik demek değilmiş, Anladım ki, insan aslında hiç susmazmış. Kelimelerini seslendirmediği zamanlarda da kimse duymasa bile mütemadiyen kalbinden konuşmaya devam edermiş. Anladım ki, empati denilen şey g Devamı... | |
Kategori: Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar | 22-09-23 |
BİR RUH SAYEBANI | |
Teselli…Bir ruh sayebanı…Henüz okunmamış ve duyulmamış hikâyelerin zihinlerde bıraktığı, iyileştiren, sakinleştiren o eşsiz tınısı… Dertten, tasadan âzâde olmanın yollarını lâtîf cümlelerle gösteren bir yol haritası… Üzüntülerin içindeki dermanın peşine düşüp “derdim bana derman imiş” dedirtebilme sa Devamı... | |
Kategori: Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar | 02-12-22 |
KELİME DEYİNCE | |
Kimi, aynaya bakar gibi seyreder kelimelerini... Aslında onlar aynada göz göze geldiği sûretinin ta kendisidirler. Önce dudağından çıkıp havaya karışırlar, sonra da muhatabının kalbinden içeriye dolarlar. Kimi, karşı tarafta nasıl bir tahribat yapacağını hiç bilmeden kelimelerini öylece rüzgâra salar.Kimi kelimeler de, sahibinin sesi Devamı... | |
Kategori: Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar | 14-01-21 |
LÂSTİK TEKERLEKLER | |
Güneş gölgeleri iyice kısaltmış, köyü âdeta kucağına almıştı. Işığı, süratle uçan kuşlar gibi pencerelerden içerilere doluyor, dokunduğu her yeri ısıtıyordu. Belki de en çok köyün okuluna doluşuyordu bu ışıklar. Sıcak, öğrencilerin kimisinin yanaklarına kimisinin parmaklarına, kimisinin saçlarına doğru vurup sınıfın içinde dalgal Devamı... | |
Kategori: HİKÂYE | 02-06-14 |
HAMZA'NIN 'KİRAZ KIZ'I | |
Sabah rüzgârıyla sağa sola savrulan kuru yaprakların üzerine basarak dükkâna kadar geldi. Sonbaharın belki de en keyifli yanı yapraklara basınca çıkan o hışırtıyı duymaktı. Camında büyük harflerle “Kadın Terzisi Osman Efendi” yazan bu dükkân, bir yanında büyük alışveriş merkezi ile diğer yanındaki lüks&nbs Devamı... | |
Kategori: GEÇERKEN UĞRAYAN YAZARLAR | 24-02-12 |
KUŞ KANADINDAN DÖKÜLENLER | |
Rüyaların en neşeli sahnelerini pencere kenarında durup seyreden beyaz bir güvercin olmayı isterdim doğrusu…Ya da boyama kitaplarının sayfaları arasına düşüveren minik kanatlı, adeta gözlerinin içi gülen, kırmızı gagalı o mavi kuşlardan birisi olmayı… Sonra, mahalle aralarında kanatlarını çocukların nefeslerine dokundura dokundura u&cc Devamı... | |
Kategori: GEÇERKEN UĞRAYAN YAZARLAR | 11-02-12 |
YÜKSEK TOPUKLU RÜYALAR | |
Yüzlerce kişinin doldurduğu konferans salonundan çıkalı henüz birkaç dakika olmuştu. Yazarın cümleleri parça parça, tamamlanmamış bir halde hafızasını yokluyordu. Güya bu konferans için zihninin bir köşesini boş bırakacak, böylece çıkışta hiçbir cümleyi unutmadan hatırlayabilecekti.. Aklında kalan kelimeleri birleştirmeye çalış Devamı... | |
Kategori: GEÇERKEN UĞRAYAN YAZARLAR | 10-08-11 |
HÜZÜN ŞÂNINDANDIR SENİN (Sonbahara serenat) | |
Hüzün sarısı saçlarını gözlerimin gölgesinden saklasan ne çıkar… Şu bahçelerden yollara, yollardan dar caddelere sarkan, kaldırımların üzerine salkım salkım yağan bu ağlamaklı kokular, sessiz ayrılık türkülerinin yalnız mırıltısı, gözlerin derinliklerine üstünkörü çizilmiş şu sitemkâr ve Devamı... | |
Kategori: GEÇERKEN UĞRAYAN YAZARLAR | 30-01-10 |
|
BİR AN OLUR Kİ... | |
Hep rüzgârın izi mi vurmuş yüzümevedâya çıkarken güvercinler âşiyânına…Bir dem olur ki bahardan gözlerimehasretin narçiçeği yarası kalır…. Çiçeklerin renginden umudu kesmişkenHep ney’in inleyişi hazin kalbimde..Bir an olur ki kış bağrında kardelenGönlümde güle vuslatın  Devamı... | |
Kategori: MUHTELİF ŞÂİRLER VE ŞİİRLER | 27-05-12 |